- para vermek
- v. give money, pay, ante, cough up, pony up, plonk down--------para vermek (falcıya)cross smb.'s hand
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
para yatırmak — gerektiğinde almak üzere bir yere para vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
para yedirmek — 1) gereksiz olarak başkasına çok para harcamak 2) rüşvet vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
güvence vermek — 1) bir anlaşmada taraflardan biriyle ilgili olarak sorumluluğu yüklenmek, inanca vermek, teminat vermek, garanti vermek 2) bir sorumluluk karşılığı olarak para vb. ortaya koymak, inanca vermek, teminat vermek, garanti vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
emanet bırakmak (veya vermek) — bir eşya, para vb.ni koruma işi yapan kimseye veya yere vermek Bavullarımı otele emanet bıraktım … Çağatay Osmanlı Sözlük
ödünç vermek — birine geri alınmak üzere mal, para, eşya vb. vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
rüşvet vermek — bir görevliye bir işi yaptırmak için para veya mal vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
başlık vermek — bazı bölgelerde, evlenirken kızın babasına oğlanevi tarafından para veya mal vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bire ... vermek — 1) buğday, arpa, nohut, fasulye vb. ürünler için toprak, kullanılan tohumun belli bir katı kadar ürün vermek 2) şans oyunlarında verilen paradan daha fazla para kazandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
faize yatırmak (veya vermek) — parasını faizle çoğaltmak için bankaya para yatırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ulufe vermek (veya dağıtmak) — tar. 1) Osmanlılarda askerî ve sivil kuruluşlardaki görevlilere üç ayda bir verilen ücreti dağıtmak 2) mec. yerli yersiz bol keseden para harcamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bedel vermek — askerlik yapmamak veya kısa süre yapmak için devlete para ödemek … Çağatay Osmanlı Sözlük